kaygısızca ve hiçbir şey bunu
engelleyemiyor ve geri çeviremiyor bu akışı.
Çünkü sen her tarafımdasın.
Sağımda, solumda, arkamda, karşımda...
Ne yana dönsem, ne yana yol almaya kalksam,
ulaşacağım son nokta sensin,
orada yalnızca sen varsın...
Sana akıyorum,
çünkü senin yolunda gidiyorum,
attığın adımları takip ediyorum sorgulamadan.
Önüme çıkan hiçbir ayrım,
hiçbir kavşak ilgilendirmiyor beni.
Yürüyorum peşin sıra,
yürümenin en zor olduğu yol bu olsa bile yürüyorum...
Şikayet de etmiyorum çakılından,
tozundan, toprağından üstelik.
Sana yaklaşabildiğim her adımda mutlu oluyorum ya da yaklaşmayı başaramasam da bu umudu yaşamak heyecanlandırıyor beni...
Sana akıyorum,
çünkü hayatın akışı kadar doğal sana akışım...
Doğa nasıl ki her canlının yaşaması
için bir düzen kurmuşsa ve nasıl ki kuralları varsa doğada yaşamanın,
benim var olmamın da,
yaşamamın da kuralı sensin,
senin var olduğun bir düzen
içerisinde ben olabilirim ancak...
Sana akıyorum, çünkü
HERŞEYİNLE kuşatmış durumdaSIN beni...
Sana akıyorum,
çünkü “hayatın uslanmaz ruhusun”
sen ve ben belki de bu ruha aşığım aslında... Seninle yenileniyorum,
sadece seni düşünmekle yüreğimde,
beynimde çöreklenmiş ne kadar kötülük varsa hepsinden arınıyorum bir anda...